Danimarka’dan İndie Müzik:Mew
Başlık sizi yanıltmasın bir Pokemon yazısı değil Danimarka’dan güzel bir grup yazısı yazacağım.
1994 yılında sevimli ama soğuk ülkemiz Danimarka’nın bize bahşettiği en güzel gruplardan birisidir Mew. Grubun üyeleri vokali ve bizce ekibin en tatlısı Jonas Bjerre, bıyık bırakma seçimleri harika olan Bo Madsen ve bateristlerin en kralı Silas Jorgensen’den oluşuyor.Grubun vokali Jonas’dan daha önce şu yazımda bahsetmiştim.Coldplaylerden Guy Berryman A-halardan Magne Furuholmen ile Apparatjik adında bir grupları da mevcut.Grubumuzun toplam 5 albümü var.
Grubun ilk albüm A Triumph For Man 1997 yılında çıkmış.He söylemeden geçmeyeyim grup şarkılarını İngilizce olarak söylüyor.O yüzden yıllar içinde daha geniş kitlelere sesini duyuracağı hatta bir gün Türkiye’ye geleceği günü iple çekiyoruz.He ne diyordum ben ilk albümlerini 2006 yeniden piyasaya sürmüşler bu arada.
Grubun müzikleri doğdukları ülkeden bittabi etkilenmiş ama siz sakın aman Danimarka’nın havası malum kesin depresyona gireriz bu şarkıları dinlerken diye düşünmeyin tam aksine bulutlardan uçuyormuş hissi veren bir havası var şarkıların.Kliplerde de bu havayı destekliyorlar.Yani bu grup anlatılmaz yaşanırgillerden.
2.albümleri Half The World Watching Me 2000 yılında çıkmış.İlk çıktığında 5000 adet kopya satmış ama kendini iyiden iyiye de dünyaya tanıtmaya başlamış.Bu albümün tarafımca dikkat çeken şarkısı da oldukça çok birkaç tanesini dinletmeden bırakmam.Bir de Jonas ile ilgili bir bilgi vermeliyim konserlerinde ,albüm kapaklarında ya da kliplerinde yapılan animasyonların çoğu onun tarafından çiziliyor.Zaten öyle sıradışı şeyler ortaya koyuyor ki şarkıları mı dinlesem çizimlere mi baksam bilemiyorum.Bu albüm Mew’i sevmemi sağlayan albümü olarak da tarih sayfalarında yerini aldı.Albümdeki tüm şarkılar çok güzel ama ilk dinlediğim şarkı olarak Comforting Sounds’ın önemli bir yeri vardır bende.Klibi de ayrı güzel.
Bir diğer şarkımız olarak ünlü Danimarka efsanesi Kral Christian’ın anlatıldığı klipleri var ki albümün en eğlenceli şarkılarından.
3.albümleri Frengers ise 2003 yılında çıkmış bu albümle en iyi Danimarkalı grup ödülünü almışlar.Amerika’da ve Birleşik Krallık’ta artık albümleri çıkmaya, listelere girmeye başlamış.Frengers ile ise İngiliz diline de bir kıyak yapmışlar friends ve stranger sözlerini karıştırıp ortaya bu kelimeyi çıkarmışlar.Frengers “not quite a friend but not quite a stranger” diyorlarmış albüm kitapçığında.
And The Glass Handed Kites 4.albümleri oluyor Mew’in .Albüm o kadar ses getirmiş ki koskoca Radiohead’in koskoca albümü Ok Computer ile bile karşılaştırılmış varın artık gerisini siz düşünün.Danimarka,Finlandiya,İsveç listelerinde 2.sıraya kadar yükselmiş.2005 yılında Mtv’den en iyi Danimarkalı grup ödülünü de almaları da işin tuzu biberi olmuş.
Bu klibi bir önceki yazımda da kullanmıştım ama yeri burası bu klibin.Ayrıca en sevdiğim Mew şarkılarından ve kliplerinden kendileri.
Gelelim benim en sevdiğim ve dünyanın en uzun adlı albümü olarak tarihe geçebilecek No More Stories Are Told Today, I’m Sorry They Washed Away // No More Stories, The World Is Grey, I’m Tired, Let’s Wash Away ‘e.Grubun 2009 yılında çıkan 5.Albümleri.Şimdiye kadar anlattıklarımdan sonra hala Mew hayranı olamadıysanız bu albümden sonra garanti ediyorum. 2 ila 3 hafta arası bu albümden başka hiçbir şey dinlemek bile istemeyeceksiniz.Hele albümün açılış şarkısı İntroducing Palace Players artık kafanızda ritmleriyle,,sözleriyle sürekli çalmaya başlayacak.
Sonra Repeaterbeater çalmaya başlıyor ki artık bu dünyadan ayrılıp daha demin bahsettiğim bulutların üstüne çıkma vaktidir sizin için.Bunun klibi bence gelmiş geçmiş en iyi Mew klibidir.
Bu da benim Mew’i anlatış biçimim olsun.Her albümle ilgili ufak detaylar vermeye çalıştım.Tüm albümlerini baştan sonra hatmetmenizi öneririm.Öyle diğer soğuk memleket gruplarına benzemiyor hiç.Yazıyı artık bitireyim ben.Esen kalınız.
tam yolda dinlemelik parçalar valla 🙂 bir de bazı şarkılarda çimlere yatıp dinleyesim geldi cidden bulutlarda gezdiriyor 🙂
şu kuzey ülkelerinin evlatlarına aksansız ingilizce öğretme becerilerine de hastayım, mümkün değil nereli olduları anlaşılmıyor 🙂 üstelik aynı dil ailesinden bile değiller 🙂
bu gözel tanıtım yazısı içün teşekkür ederiz efem 🙂 korece dinlemekten unutuyorum yeni gruplar keşfetmeyi artık 🙂 güzel oldu bu yazı , ellerine sağlık 🙂
Dimi dimi.Bir de bu karlı havalara gidiyor ki oh mis 😀
Ya soğuk memleketliler öyle de zeki adamlar.Bir de sadece gençler değil yaşlılar da şakır şakır aksansız İngilizce konuşuyor.Hayranlarıyım da azcık daha ılıman bir yer olsaydı koşarak yerleşirdim 😀
Rica ederim efem okuduğunuz içün ben teşekkürler ederim 😀
vay be! türkiye’de mew seven ve bilen başkaları olması çok mutlu etti beni 🙂 güzel bir tanıtım yazısı olmuş bilmeyenler için elinize sağlık!
Teşekkür ederim 😀