Kendimi Kendimden Çıkarsam
Uzun zaman blogum öksüz kalacağı için yine gider ayak aklıma gelenleri döküp dertleşmek istiyorum buradan.İyice rüyanız hayrolsun teyzesi gibi bir giriş oldu ama bu stili ilk defa deneyeceğim hadi bakalım.Niye bu yazıyı yazıyorum ondan da emin değilim aslında.
Bugün ilk defa mezun olacağım için üzüldüğümü ve bir yandan korktuğumu fark ettim.Bir an önce mezun olayım da kurtulayım şu İzmitten diyordum çünkü hep içimden.En başta hiç istemeyerek gelmiştim çünkü bu şehre ben.İlk kazandığımda herkes” oo üniversitelere de girmiş” kızımız nidaları atarken ben sinirden hop oturup hop kalkıyordum.Hatta biraz ağlamış bile olabilirim.Neyse derken okul başladı ben her haftasonu soluğu evimde alıyordum.Allahtan İzmit-İstanbul arası yakındı ve ailem duruma alışmıştı.Tren falan da ucuz olunca ben ne edeyim şimdi.(Hey gidi Haydarpaşa be seni de 3 kuruşa harcadı melunlar )Eminönü-Haydarpaşa vapur hattını kullanırken bir yandan gözleri dolan egosantrik bir yandan da hay ben öyle okulun da,dersin de (buraya bipp sesi koyuyorum) şeklinde inene kadar söverdim.Tüm yıl bu böyle devam etti.Bir de ailenin güzel evini bırakıp soğuk yurt köşelerinde makarnaya talim yıllardı onlar düşünün.Ama ilerleyen yıllar benim haksız olduğumu da gösterdi.Aileden ayrı üniversite okumak insanı her anlamda hayata hazırlayan bir deneyimmiş anladım.Makarna konusunda bir İtalyan şefini geçecek kadar sos öğrendim düşünün.Papaz her gün aynı stil makarna mı yiyecekti,mümkün değil.Bir de arkadaşlarım konusunda çok şanslı olunca o başlarda lanet ettiğim şehri sevmeyi öğrenmiştim.Şimdi bitireceğim de oradan ayrılacağım diye üzülüyorum .Bir de mezun olduktan sonra ben ne iş yapacağım konusu var ki ona başlarsam buradan sağ çıkamayabilirim.
Bir de bu aralar kafayı şuna taktım.Aslında hep takıktım ya neyse.İnsanlar sürekli mutsuz olduklarını vurguladıklarında ya da mutsuzum ben bakın of nasıl mutsuzum.Siz ne anlarsınız ki mutsuzluktan yüz tipiyle gezdiklerinde havalı olduklarını falan mı düşünüyorlar.Ağız yüz dalasım geliyor.İnsanı hayattan soğuttuklarını yemiyormuş gibi,bir de suratlarında en bilmiş ifadelerle hayatlarının silesini yemiş gibi duruyorlar ya ifrit oluyorum.Loser gibi görünmenin nesi havalı gibi görünüyor orasını ben çözemedim.Çözen varsa beri gelsin.Yoksa biz mi onlara gitsek şöyle güzel bir sol kroşe için.Sürekli mutlu görünsünler de demiyorum ki insanın hayat enerjisini emmeseler o da yeter.
Kendime verdiğim bir söz vardı benim.Sürekli yaşlı teyzelerden amcalardan duyduğumda ben bunu ilerde asla yapmayacağım.Bizim zamanımız şöyleydi böyleydi,ah nerde o bayramlar,ramazanlar tadında şeyler demeyeceğim diyordum.Ama baktım da ben onlardan daha beter olacağım galiba.Geçenlerde kuzenimin 5 ve 10 yaşındaki 2 çocuğu çizgi film izlerken başladım bizim zamanımızdalı laflara “ne güzel çizgi filmler vardı biz küçükken bilseniz.Siz şimdi saçma sapan şeyler izliyorsunuz işte.Bir şeker kız Candy’yi,Casper’ı bile bilmiyorsunuz yuh” falan derken buldum kendimi.Baya da gaza gelen teyze stilinde hararetli hararetli anlatıyorum.Çocuklar da tabi hiçbir şey anlamadı.”Ah zamane zamane işte” diyerek ortamdan ayrıldım tabi.Gereği budur çünkü 😛 Jetgiller,Şirinler,Tom ve Jerry bunları biliyorlar Allahtan yoksa külliyatı dökerek sıkıcı bir büyük nasıl olur gösterecektim onlara.Ergenlerin dinledikleri müziklere de kulp buluyorum tabi.”Bu dinlediğiniz müzik mi sizin şimdi.Bizim zamanımızda bir Tarkan oynama şıkıdım derdi ki gözlerinizi ekrandan alamazdınız.Siz şimdi Justin Bieberlarla büyüyorsunuz.(kafamı iki yana sallayarak) yazık” dedim tabi hemen.Bizden büyüklerin anlamadığı,bizim anlamayacağımız muhtemelen bizden küçüklerin de anlamayacağı şeyler olacak. Yani işte büyükler ne söyler,küçükler ne anlar durumunu ilk elden göreceğiz.Dünya değiştikçe her şey ona ayak uydururken biz direnmeye çalışacağız.Eski iyiydi güzeldi diyeceğiz.”Amca/Teyze senin zamanında öyleydi bizim zamanımızında gereği bu” diyemeyeceğiz ya da diyeceğiz de “ah zamane ah” tepkisi alacağız falan filan.70ime gelmişim gibi hissettim be gencim ben genç.
Son olarak yeni keşfettiğim bir şarkıyla bu tuhaf yazıya bir son vermek istiyorum.Esen kalın.
Etrafinda “lanet olsun. cok mutsuzum.” tipinde insanlar mi var kardes? Cok sanssizsin 🙂 Benim gecen seneki ev arkadasim da “benim anksiyetem var.” diye geziyordu. Resmen cinayet sebebiydi. Odada aglamalar, Sylvia Plat ve Tezer Ozlu okuyup intihara girismeler, butun cehaletine ragmen kendini cok derin sanmalar. En son “senin allah cezani versin ergen emo. kac yasina geldin artik, baskalarina sıkıntı verip gosteris yapmaktan vazgec.” dedim ve o ev arkadasligi orda sona erdi.
Müsadenle oha demek istiyorum.Senin durumun benden betermiş kardeş.Allah kurtarmış o zaman 😀 Alıp eline sopayı evire çevire dövseydin.Sen de rahatlardın o da 😀
Böyle yazarları okuyunca ya da bazı şarkıcıları dinlemekle kendini derin oldum sanan insanlar çok fazla.Yüzlerine çok fazla bipli şeyler söylesim geliyor.Yanlış anlaşılmasın bu yazarlara/şarkıcılara değil lafım.İyi etmişsin zaten insanı hasta eder bu tipler.Böyle şeylerle ilgi çekmeyi nasıl anlamlandırıyorlar ben de onu anlamlandıramıyorum.Fuck you diyim sen anla 😀
Ilgi cekmek icin yaptigi cok belliydi de iste insani salak yerine koyuyordu. Biz de daha onceki gun dogmadik herhalde. Hangi ruh halinin gercek oldugunu kendi his ve davranislarimizdan biliyoruz biraz .
Bir de Sylvia Plat buyuk kadin, en azindan geride guzel siirler birakip gitti. Sen kendini ne cesaretle onunla ozdeslestirirsin allaan delisi. Ona okumasi icin Sylvia degil de Hemingway onerseydim duvardan beynini toplardik herhalde 🙂
Benim de demek istediğim tam olarak bu.Siz ne anlarsız ulan ben feleğin çemberinden geçtim hey gidi tripleri.
Bu tipler 3-5 yazar mimliyorlar onun kitaplarını okuruzcular olarak dolanıyorlar.Hani vardır ya en sevdiğin romantik film eternal sunshine of the spotless mindçılar .Bunların da o hesap.En büyük fanları Sylvia teyzenin onlar.Çünkü biz anlamayız öyle şeylerden.Hisler falan ohooğ bizim haberimiz yoktur aslında.Boş gelmişizdir de boş gidiyoruzdur falan.Hemingway’ime dokunma bu arada 😀
eternal sunshine spotles mindcilar !!!! iyi dedin yalniz, guzel dedin bunu (:
Demek istediğimi sen anlamış oldun.İyi oldu.Filmi de severim aslında 😀
hahah:D yazını okurken benim dedikodumu yapmışlar gibi hissettim:D O morali sürekli bozuk emolar var ya işte ben tam onlardandım zamanında yalnız karşımdakilerin de senin gibi hissettiğini bilirdim. Gerçekten de hoş değil çevremde gülümseyerek bana enerji veren insanlar sayesinde düzeldim. Onlar gibi gülümseyerek çevreye pozitif enerji vermek istedim:)
Bir de o teyzelere ya da annelere benzeme mevzusunu hepimiz yaşıyoruz, yapmayan yoktur bence 😀 “Bizim zamanımızda böyleydi” sözünü biraz farklı versiyonda kullansak da maalesef aynı kapıya çıkıyor:D
Hoş bir yazı olmuş:) Başlıkta çok hoş bana FD’yi hatırlattı kendisini çok severim:)
Aman efendim estagfurullah amacım dedikodu değildi.Zaten etrafımda böyle insanlar yok.Olsaydı da koşarak uzaklaşmam an meselesi olurdu.Bak ne güzel kendini düzeltmişsin.Örnek ol gençlerimize 😀
Ben yapmam,etmem diye kendime sözler veriyordum ama yapıyorum valla hem de hararetli hararetli 😀
Teşekkür ederim.Hoş geldin bu arada 😀 Evet Feridun abimize atıftır başlık.Ben de pek severim.
Ergen emo olmak sorun degil iste. Kimse oyle midilliler ya da ucan atlar gibi mutlu mesut yasamiyor zaten. Onemli olan baskalarina sıkıntı vermemek. Degil mi azizim 🙂
aynı düşünce aynı his aynı söylemler. biz genciz geeennçç 🙂 içimiz erken yaşlanıyor galiba. yazını zevkle okudum. farklı dönemler ama hep aynı söylemler her insan için geçerli sanırım. yapmacağız dediğimiz şeyleri bile yaparken buluyoruz kendimizi. kendimizden bile bihabermiyiz bilmiyorum.yoksa olması gereken şeyler mi bunlar !! iyi yazmalar. mezun olmana sevindim. ileri de ççoook özleyeceğini de belirtmeden edemicim. kötü zamanlar bile özleniyor. düşün artık.
Çok geç cevap yazıyorum çingu ama kusuruma bakma sen 😀 Ne kadar uzak durmaya çalışırsak çalışalım o sevmediğimiz yaşlı tabirlerine gireceğiz hem de deli gibi hevesle valla.Ben kendimden o etkiyi aldım 😀 Mezun olmak istemiyorum bir yandan aslında çok özleyeceğimi biliyorum tabi de.İşte bitiyor neticede engel de olamıyorum 😀
ben üniversiteye başladığımda bitmesinden korkuyordum zaten istemediğim bi bölümdü bi de çalışacak mıydım??İyki ben kendi şehrimde kalmışım diyorum yazdığını okuyunca,daha beter bi şekilde bunalıma girerdim yoksa:D 😀 okul bitip bitmemesi hakkında da kararsızım ama şu ders günleri azalsa hiç fena olmazdı:)) Bu arada cidden mezun oluyorsun ha tebrik ederim ;))
Ben de yapıyorum aynı şeyleri şu yeni nesilin dinlediği şarkılar izlediği çizgi filmler çok boş geliyor.Hatta dur sana şirinleri açayım izle demiştim bi keresinde komşumuzun oğluna dayanamıyorum izlediklerine napim 😉 ama iki dakika izledi sıkıldı.ben şaşkınlıklar içinde tabi=D Bir de sürekli bilgisayar oyunları oynuyorlar ya kanlı savaşlı onlardan bildiğin nefret ediyorum ama çocuklara bıraktırabilene aşkolsun!Ben de doluymuşum baya :)) bir ara kendimi 80 yaşında hissediyorum diye dolanıyordum bayadır onu bıraktım bundan ötürü galiba^^
Son olarak aklıma gelmişken makarna yapmayı bile tam olarak bilmiyorum ben 😥 zaten Pasta dizisini izleyene kadar makarnayı mecbur kalmadıkça yemezdim:) Sağolsun Şeep sevdirdi bana makarnayı 😀 😀
Ellerine sağlık çingu^^
Buralarda yoktum çingu ancak cevap verebiliyorum.Sınavlar,dersler falan malum 😀 Kendi şehrinde kalmak iyi de dışarıda okumanın tadı da bir ayrı güzel be.Hayatı öğrendim,yemek yapmayı öğrendim,paramı çarçur etmemeyi öğrendim,öğrendim babam öğrendim 😀 Oluyorum sanırım ben de inanamıyorum 😀
Makarna yapmayı bilmek lazım,çok işine yarıyor asıl senin ellerine sağlık çingum 😀
Sen sürekli bizim zamanımızda böyle miydi derken bende sana eşlik edip sırtını pat patlıyordum sen farkında bile olmadan 😀
yaşlandık mı yav yada yaş aldık diyelim her yaşımız ayrı bir güzel gelmeye başladığına göre bize, hele bir de anılar kumsalınada yürüyüşlerimiz sıklaştığına göre cidden yaş almışız 🙂 lise sondayken arkadaşımın ablası bize bakarak ne güzel cıvıl cıvılsınız bizim yaşımıza (27-28) geldiğinizde içinizde heves kalmıyor derdi de biz tırt pırt güler geçerdik :))) şimdi aynı konuma düştük iyi mi 🙂 neyse sıra bizde demek ki böyle söylenmek için n’apalım 🙂
sia’yı ilk defa dinledim bu arada, yazdıklarınla birleşince hafiften bir nostaljilet moduna girdim, yorumumdaki teyze modu ondan yani idare ediver kok 🙂
iş meselesine gelince, 1 yıldan fazla işsiz kaldım ama iyiki kalmışım sizlerle tanıştım, birde bana sürekli kısmet bu işler sakın şansızlık diye düşünme derlerdi bende hiç dinlemezdim benim kısmetimde yok ki derdim üstüne bi de… ama şimdi cidden kısmet işiymiş bunlar diyorum, hayat sana sadece nasıl bir yoldan gideceğin konusunda seçim veriyor sen yolunu seçtikten sonra önüne konan herşey kısmet dediğimiz şeymiş meğer 🙂 ne dilediğimize dikkat edelim diyorum son günlerde ben de..
neyse.. bu da böyle karman çorman bir yorum oldu 🙂
Yine uzun aralardan sonra ilk kez nete girdim de yorumunu ancak gördüm kok.Durumu biliyorsun,kusuruma bakmazsın sen 😀
Yaşlanmadım uleeeyyn ben.Gencim mis gibi 😀 😀 O zamanlar o ablaların,abilerin yaşına asla ulaşamazmışım gibi geliyordu.23-24 deyince nasıl lan öyle bir yaş mı var diye şaşardım hey gidi 😀
Sia ne güzel değil mi ama.Vallahi hayır varmış hayır.Seni tanıyamazdık o zaman.Ne ederdik biz heğğ
Yorumunu seveyim yorumunu.Öperim ^^