Vampir hikayelerinin kaynağını bilmek ister miydiniz?
Uzun zamandır bu konu hakkında bir yazı yazmak istiyordum.Malumunuz bu aralar vampirler çok revaçta.Her yerden bir vampir filmi, dizisi ,kitabı çıkıyor.Geçen aylarda NTV Tarih(tarihle ilgileniyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum dergiyi) okurken vampir efsanesi ile ilgili şeylerden bahsediliyordu daha öncesinde de okuduğum bilgileri de birleştirerek yarısı ansiklopedik,yarısı benim hayal gücümü içeren bir yazı yazacağım daha doğrusu çalışacağım hadi bakalım.Umarım okur ve yorumlarsınız
Hikayemiz tee Osmanlı dönemine gidiyor.Savaşta Osmanlılara yenilen 2.Vlad iki oğlunu da saraya rehin olarak gönderir.Oğul Vlad ise sarayda kendisi ile hemen hemen aynı yaşta olan Fatih Sultan Mehmet ile arkadaş olur,top oynar,güreş tutar.Bu 2 arkadaş zamanın alimlerinden,hocalarından iyi eğitim alırlar.E çocuk gelecekte Avrupadaki Osmanlı güvenliğinin resmi tedarikçisi olacağı için imtina edilir.Acımasızlığından dolayı Drakul(Rumence şeytan demekmiş) denen baba 2.Vlad Romanya yani o zamanki adı Eflak olan yerde Osmanlıları destekleyen Boyarlar tarafından ülkesinden kovulur ve Macar kralı bir Ali Cengiz oyunu yaparak Drakul’u öldürür.Osmanlıların elinde rehin bulunan oğul Vlad tahta çıkar ve kendine Drakula(Rumence şeytanın oğlu) lakabını uygun bulur.
Önceleri Osmanlıya hep destek tam destek mottosuyla ilerleyen Vlad Tepeş daha sonra Osmanlıya vergi vermek istememiş,çeşitli asilikleri başlamış ve tahtını kaybetmiştir ama daha sonra hani demin babasını öldüren Macar kralı var ya onla işbirliği yaparak tahtını geri almıştır.Ama kendisi bu durumdan sonra sinirleri tamamen iflas etmiş bir adama dönüşmüş halkı arasında uyumsuzluk,ahlaksızlık yapan varsa gerçi bunların da olmasına gerek yokmuş canı kimi isterse çocukmuş,kadınmış,akrabaymış demeden kazığa oturtması ile ünlüymüş.Bundan sonra tahmin edersiniz Kazıklı Voyvoda olarak ünlenmiştir.Bu kazıklama yöntemini ise rehin bulunduğunu yıllarda Osmanlıdan öğrendiği iddia edilirmiş bilemedim başka işkence yöntemimi bulamadınız aman bre deryalar yahu.
Osmanlı sarayından davranışlarını düzelttiği takdirde kendisine geniş yetkilerin verileceğini bildirmek üzere elçiler gönderilmiş ama o elçileri dinlemek yerine elçilerin kafalarını kestirip sarıklarına çivi ile çaktırmayı tercih etmiş,kişisel tercihtir sayın Voyvoda ama biraz fazla olmuş.Tek yaptığı şey bu olmamış tabi etrafta ne kadar müslüman varsa Bulgaristandan tutun da Bosna Hersek’e kadar ben diyim 50 bin siz diyin 200 bin müslüman çeşitli işkencelerle öldürülmüş.Bunun üzerine sabrı taşan Fatih Sultan Mehmet Eflak’a bir sefer düzenlemiş.Komutanlar arasında yeni voyvoda yapmak istediği Kazıklı Voyvodanın kardeşi Radu varmış ama türlü işkencelerle öldürülen binlerce insanla çevrili bir kazık ormanı bulunca insanlarda kafa kalmamış ve ordu geriye çekilmiş aslında bu konu her yerde farklıydı okuduğum kadarıyla kimisi çocukluk arkadaşına bir şans daha vermek için padişahın geri çekildiğinden bahsediyordu.
Daha sonra baş etmeyeceğini anlayan Drakula Macar sarayına kaçarak burda 12 yıl Osmanlıdan gizlenerek yaşadı ama asla boş durmadı.Kendisinin sahip olduğu orduyla Boşnakları öldürmeye devam etti.Bunun sonucunda da Osmanlı askerleri tarafından yakalandı başı gövdesinden ayrılarak gövdesinin yakınlarda bir kiliseye gömüldüğü başının da ibret-i alem için İstanbul sokaklarında günlerce dolaştırıldığı iddia edilirmiş.Romanya’da kendisi kahraman olarak seviliyormuş bir de bu Rumenleri de anlamak güç.
Yaşadığı iddia edilen şato Romanya’nın en büyük turizm kaynağı Bran şatosu
Gelelim bunun vampirlerle ilgisine buraya kadar okuduysanız ne mutlu bana.İlk vampir romanlarından olan Drakula’nın yazarı İrlandalı Bram Stoker amcanın bir gün Romanya sırtlarını ziyaret edesi Vlad Tepeş’in yaşadığı şatoyu ziyaret edesi geliyor ve burdan çok etkileniyor ve bulduğu eski bir Eflak Boğdan kitabından da yararlanarak romanını yazıyor.Kitap daha sonra Hollywood tarafından keşfedilip 1931 de sinemaya uyarlanınca bu vampir denilen meret ünlü olmaya hakkında kitaplar,müzikler,resimler,çizgi romanlar yapılmaya başlanıyor.Drakula ne filmdir ama yahu.Çocukluğumda sanırım Trt’de görüp baya uzun süre anne bu ne,neden öyle yapıyor,Anneeaağğ korkuyorum diyip durmuştum.Ve aklımda kalan şeyy müziğiydi,gerilimli müzik arada Türk filmlerinde çıktığına bile irkiliyorum.Anneee Drakula mı,o diyiveriyorum.Paylaşayım da tam olsun
Afişi bile görünce irkiliyor insan
Tabi ki bizim modayı her daim takip eden sinemamız en güzel kötü olabilen aktörlerden olan Atıf Kaptan’ın oynadığı Drakula İstanbul’da filmiyle vampir modasına selamını çakıyor.Filmi daha önce anlatmıştım okumak isterseniz Fantastik Türk Filmleri yazımdan okuyabilirsiniz.
Biri 200 yılık vampir diğeri sonradan vampir edilmiş 2 vampirin hikayesini anlatan vampirle görüşmeyi (interview with the vampire) anmazsam Brad Pitt bana küsebilir.Yılların kıl kuyruk Tom Cruise’unu bile orda görünce ancak sevebilmiştim.Ne de olsa sürekli anlatılıp durulan vampir karizması diye bir şey var.Bu filmde gecenin köründen sonra verilirdi ki ben gibi böyle filmleri izleme özürlüler korkudan ölsün.Efem iyi filmdir izlemeyen varsa izlesin derim ben işin özü
Bir de şimdilerde çok meşhur olan benim hakkında kötü konuşmak istediğim Alacakaranlık(Twilight) serileri var.Zengin,yakışıklı!,karizmatik!,yetenekli falan filan bir ton şey olan vampir Edward ile kasabaya yeni taşınan İsabella’nın olağanüstü aşklarını anlatıyor.(vampir Edward ne biçim tabir oldu yahu 😀 ) Ama bunu böyle bırakacak değilim tabi.Bu mu yahu sizin bulduğunuz Edward yakışıklı,karizmatik diyoruz siz pazardan adam seçip getirseydiniz daha iyi Edward olurdu.Bella sana da laflarım var bön bön bakarak oyuncu olunuyorsa aynada gidip çalışacağım ulan.Yav anlayacağınız atsan atılmaz satsan satılmaz bir film kendisi.Ahaha Tumblrdaki bu paylaşım yeterli olur sanırım hislerim için.
I didn’t know Kristen Stewart was in spongebob
Tabi sadece filmler çekilmiyor vampirlerle ilgili cnbc-e sağolsun.İnternetin pek yaygın olmadığı zamanlarda bizi güzel dizilerle tanıştırmışlığı da var.Neyden bahsediyorum tabi ki Buffy The Vampire Slayer’dan.O yıllarda lise hazırlık öğrencisi ingilizce heveslisi bir insan olarak cnbc-e en büyük dostumuzdu.Bir de bunun kardeş dizisi Angel vardı değil mi.Hey gidinin David Boreanaz’ı.Sen de vampir karizması ile az oturtmadın bizi televizyon tepelerinde.
En son olarak gelelim şu sıralar en severek izlediğim ve de en güzel vampir hikayelerinden biri olan Vampir Günlüklerine.Vampir Stefan (bu da Edward’tan hallice işte) ile lise öğrencisi Elena’nın aşkını anlatıyor.Sonra ortaya kötü kardeş Damon çıkıyor.Onun kasabaya dönmesi ile işler değişiyor.Bu 2 kardeşin vampir olmasına sebep olan Katherine ile Elena’nın benzemesi sebebiyle Damon Elenayla ilgileniyor.Katherine’nin ortaya çıkmasıyla tamam oluyoruz artık.Bir de üstüne bu Elena ile Katherine bilmem kaçıncı göbekten akraba çıkmasın mı?Mis gibi hikaye işte.Dizinin ilk sezonu biraz sıkıcı olmasına rağmen sonra olaylar dallanık budaklandıkça başından ayrılamayacağınız bir hikaye oluyor.
Ne kadar uzun bir post yazdım yahu.Umarım okuyan birileri olur 😀 Sabaha kadar yazacağım bıraksalar.Çingularım okuyun,yorumlarınızı bırakmayı da unutmayın ve esen kalın
Drakula hikayesinin Kazıklı Voyvoda’ya dayandığını biliyordum ama Fatih Sultan Mehmet’le arkadaşlıklarını yeni öğrendim bak.. vay anasını!
Dracula filmini değil ama Vampirle Görüşme filmini izlemiştim.. iyi filmdir.. aklımda kalan tek sahnesi küçük kızın saçını kestikçe uzamasıydı.. 😀 “küçük değilim beeğğğnn” diye böğürüp sanırım Brad Pitt’e asılıyordu bir de.. 😀
Ya bu Alacakaranlık konusu biraz alacalı benim için.. şöyle ki bütün kitaplarını okumuş biriyim(hayır ergen değilim), edebi değeri sıfır olan bir kitaptır.. eğlenceliktir yani.. o yüzden bu kitaptan süper beklentilerin olmaması lazım.. onun dışında filmler konusunda saçmalandığını düşünüyorum ben de.. herhalde cast seçiminde en uygun kişi Alice karakterini canlandıran Ashley Green olmuş.. kitaptakinin aynısı.. tipi, hali, tavrı falan aynısı.. Edward’ı ilk gördüğümde hayalkırıklığına uğramıştım valla.. ki hala oynadığı için hayalkırıklığım devam ediyor o ayrı.. hakikaten başka biri bulunabilirdi.. kitaptaki Edward’a hakaret olmuş zira.. Bella için bir şey demek istemiyorum, Kristen hayranları beni parçalar falan.. 😀 (dudakısırıpgözleribaymaklaoyunculukyaptığınıdüşünenezik) hızlı hızlı söyleyip kaçayım ben.. 😀
Aha bir Vampir Günlükleri seveni daha.. 😀 çok sevindim bak.. bir tek ben izlemiyormuşum demek.. güzel dizi ya.. evet bölümler ilerledikçe sarpa sardı, çetrefilleşti.. hele bu sezonu çok merak ediyorum.. Elena’nın kardeşi kafayı yedi sanırsam.. hayalet gördüğünü zannediyo garibim.. 😀 bu arada Stefan’a gıcık oluyorum abi ya.. o ne tiptir, o ne basiretsizliktir ya.. ahhh herkes Damon olamıyor tabi.. 😀 evet Damon’cıyım.. hayır ergen değilim.. 😀
son olarak çok güzel bir yazı olmuş.. valla baştan sona okudum yalan yok.. 😀
çok çok teşekkür ettim okuduğun belli herşeyi tek tek değerlendirmişsin.Çok mutlu oldum 😀 😀
Ya bu arkadaşlıkla ilgili çok farklı farklı şeyler yazıyordu.bir yerde arkadaşlardı ama işte sonra aralarına kara kedi girdi.Bir yerde de arkadaş değiilerdi en başından beri düşmanlardı.Bu Kazıklı Voyvoda hınçlıydı zaten padişaha falan yazıyordu bilemedim artık 😀
E Brad Pitt görünce kız ne etsin dayanamamıştır,bir de genç Brad Pitt.Ama bin yıl önce falan izledim filmi detayları hiç hatırlamıyorum mazur gör 😀
Alacakaranlık serilerinin 2 kitabını ben de okumuştum,evet kitaptan yüksek bir şeyler beklemek hata olur ama anlatılan edward bella ve de harika aşk bu mudur yani buysa ben hiç almayayım 😀 İkisi de gitsin bıraksın bu işleri göz zevkimize yazık yahu.Acısınlar bize de.Evet Alice olmuştu gerçekten zaten filmde birazcık rol kesebilen insanlardan biri o.Kim ne derse desin ya kristen falan tanımam, koyduğum gif hislerimi açıklıyor 😀
Vampir günlüklerinin baya bir izleyicisi var çevremde de.Yani yalnız değiliz.Ben bir ara bırakmıştım,bu da alacakaranlığa dönecek herhalde hiç almayayım demiştim baştan.Liseliler,aşık vampirler falan görünce ama sonra Katherine’nin hikayesi,Klaus falan tekrar başladım.Yeni sezonu bekliyorum hayırlısıyla.Kardeşinin hayaletler görmesi ile ilgili bişiler okumuştum ama hatırlamıyorum.Şimdi bu ölüyordu da hayatını bonnie mi Klaus mu ne kurtarıyordu ya.Sanırım boonieydi ama hayatının kurtulmasının bir bedeli olacağı söylendi o bedel bu hayaletleri görmesi olacakmış.Bilmem anlatabildim mi 😀 😀 Stefan bu Edward’ın biraz daha hallicesi,hadi bir üst modeli diyelim ama benim de hiç gözüm tutmuyor onu.Hehehe herkesin sevgilisi Damon olacak tabi.Vampir nedir vampir odur 😀
Çook çokk sağol,varol 😀
Yazıyı okuyup okuyup da şu kısma gelince, “Gelelim bunun vampirlerle ilgisine buraya kadar okuduysanız ne mutlu bana” pek bir güldüm 😀 kendin de farketmişsin pek bir kitap girişi gibi gidiyy bu böyle de inşallah okurlar diye. bu yazıyı okumak şey gibi oldu, hani çok iyi bir yazar olduğunu bilirsin de sırf onun için sabredip de kitabın ilk 50-60 sayfasını okursun ya, illa bir yere bağlayacak diye aynen öyleeee ayynen öööyleeee!!! He bekrandı olan bir yazı olmuş pek hoş olmuş. Son övgüm de şu olacak okurken düşündürüyor ve güldürerek öğretiyorsunuz egocum.
Ansiklopedi gibi yazınca bir baktım ulan bunu insanlar okur mu acaba oldum cümlem o sebeptendir 😀 Sabrediyseniz bana da ne mutlu efendim. bekrandı ne demek bin saat falan düşündüm ahahah.Övgülerinize de teşekkür ediyorum sevgili yokum 😀 😀
allah seni inandırsın egocum ben de senin yorumunda bekrandı diye bir kelime görünce şoka girdim, ne demek o öyle diye düşündüm bir an:D isim gibi de geliyor bir an, berkan gibi:D
Ama bana kısa geldi bu yazı 😀 😀 😀 ahhaha 😀 şaka şaka 🙂 gayet de güzel bir özetti!, bakınız hala şakalarım devam ediyor, 9küsür dakikalık müziktendir 😛 yazını okudum yorumunu yazdım hala gerim gerim çalıyor org bozuntusu 😀
eskiden fenomen diye okültüzim dergisi vardı (sene 90ların ortası), orda ne zaman kazıklı voyvoda yazısı çıksa okurdum, giriş kısmı çok hoşuma gitti o yüzden, hakkını vermişsin kazıklı’nın 🙂
vampirle görüşme ne güzel bir filmdi, bredimin saçları sırma sırma oyşş, tom cruise bile karizmatikti 🙂 vampirlik yaramıştı sanırım.
kristen göndermeli gif’e de bayıldım 🙂 tamam kitapta da bella böyle heyecandan kasılıp kalan bir tipti ama bu kızın normal halide böyle, hiç çekilir gibi değil… Edward’ı beğenenlerdenim bende (biyan) İngiliz çekiciliği var ama çocukta kayıtsız kalamadım n’apiim 🙂 bir de ilk filmdeki müzikler harikaydı, baştan sona dinlerim hala, kitaplarını da 1 haftada bitirmiştim, tam kadın işi vampir hikayesi, su gibi içtim, hemen bitiverdi kitaplar, ağır bir kitap serisi değil ama çok eğlenceliydi 🙂
tamam yeter bu kadar twilight savunması, görende her gün twilight izliyorum zannedecek 🙂 ama zamanında beni kore dizileri kadar rahatlatan güzel filmlerdi hepsi, hakkını yemek istemem yani 🙂
buffy-angel ve vampir günlükleri zaten her vampir severin ( 🙂 ) arşivinde olmalı, buffy’nin bir bölümünü bile kaçırmışlığım yoktu, angelcı değil ama spikeçıydım bu arada 🙂
vampir günlerinde ben artık genç kurtumuzun teşrif etmesini bekliyorum, umarım daha çok yer verirler bu sezonda…
bu arad kokcum, çingum, trueblood’da izle derim ben sana 😉 bir de being human var ama acelesi yok onun 🙂
çok güzel bir yazıydı eline sağlık, şarkı da bitti ben kaçarım 😛
Bir yazıya başladım elim kaçmış çingu 😀 Sıksam tez yazacakmışım okuduğun için komavoyo.Sen de şaka yapmakta haklısın şimdi ne diyeyim eşşek kadar yazı yazıp okunsun diye bekliyorum bunlar başıma gelecek tabi 😀 😀
Yahu ne dergi takip eden insanmışsın sen,bravo sana,idolüm oldun bir anda.Zamanından internet falan yoktu tabi ne öğreniyorsak onlardan öğreniyorduk hey gidi zaman be 😀 Dün türk filmi izlerken bu müzik çalıyordu araştırmacı gazetecilik yapayım 2.türk filmleri postuma koyarım dedim ama vampir hikayeme cuk oturdu müzik buraya koydum.Sorma geril geril oturama oluyorum müzik yüzünden.
Brad’in toyluk zamanları işte.Ne ünlü etti film onları da orda.Bir süre Brad Pitt yakışıklıdan ziyade korkutucu gelmişti çocuk kafası işte 😀 Beğenene saygımız var makinocum da gel bir daha düşün diyorum ben naçizane.Sonra ben bu hatayı nasıl ettim diye başını taşlara vurma.Edward diyorum bak gel etme 😀 Heğğ iş İngiliz karizmasına gelirse onun yeri ayrı ona sonuna kadar katılırım da böyle ingiliz olmaz olsun.Kitapların da 2 tanesi okumuştum sanırım da kitapları okurken bu Bella,bu Edward aklıma geldiğinden bıraktım dayanamadım ben 😀
tüh olsun bana ben nasıl spike’ı unutmuşumm.Ama üzerinden çok zaman geçti dizinin.Ben zaten Angelcı da değildim de aklımda o kalmış affet 😀 Kurt sahalara geri dönsün hakikaten ya.Gül doktük yollarına bekliyoruz.Bu True blood bana çok tavsiye ediliyor da ne hikmetse bir türlü başlayamadım yahu ben.Being human’ı da yeni gördüm bir yerlerde sanırım tv’de verilecek ordan takip ederim artık.Sağol varol önerilerin ve de yorum için.
Şarkıyı ben çok sevdim aslında da geceleri dinlenecek şarkı değil,adamın feleğini şaşırtır 😀
kok yine enzantrik ama mikemmel bir yazı olmuş .kazıklı voyvoda geyiğini senle yapmıştık .fatih falan tarih tutkumuz aynı nede olsa 🙂 edvarda ve bella dan nefret ederim . angel buffy iyidi eski zamanlar işte yaşlandık 🙂 drakulayı hiç izlemedim çok merak ediyorum . vampir günlüklerini sana ben tavsiye etmiştim . hatırlarsan kitap iyi değil ama dizi iyi demiştim ikinci sezonda dizi kendini aştı böyle devam . yalnız bu diziyi seviyor olsam da bu ergenlerin vampir sevdalarına gıcığım bir de her yerde vampir ,kurt adam klişesi de beni deli ediyor .belirtmeden edemeyeceğim .ellerine sağlık on numara yazı böyle devam kok 🙂
Sağol kok.Edward ile Bella’ya kinimi yeterince kustuğumu düşünüyorum.Filmi en başta sevmiştim ama yeni neslin elinde fazla kirlendi.(gençlerden şikayetçi yaşlı teyzeler gibi oldum yea) Sürekli ergenlerden şikayetçi olanlara kızıyordum ama ulan bu ne be neyi beğensek,sevsek içinden türeyip rezil ediyorlar canım filmleri,müzikleri,resimleri.La biz de ergen olduk ama kendimize ergen olduk 😀 Evet vampir günlüklerini senin tavsiyenle izlemeye başlayıp tam bırakıyordum ki olay dallanıp budaklandı kendini sevdirdi bana.Yeni sezon bekliyoruz şimdi yana yakıla.Kurt adam olayı zaten öeehhh dedirtiyor bazı hikayelerde.Ama kaçamıyoruz işte biz de izliyoruz hem gözümüz bayram ediyor 😀
egosantrikcim, senin bu post’u okudum ama yorumlamadan geçmiyim diye sen yeni yazı yazmışken ancak gelebiliyorum, kusura bakma 🙂 çok eğlendim okurken 🙂 kazıklı voyvoda olayını ben de biliyordum; hatta bir de elizabeth bathory vardır, bakire kanı içer bu teyzemiz, vampirlerin ataları arasında onu da sayarlar. ama nasıl bir olay, o kazıklar, o bakire kesmeler, amanin bu neyin kafası dersen aynen katılıyorum! hele de şu lafına: “başka işkence yöntemimi bulamadınız aman bre deryalar yahu” valla öyle! bırrrrr!!!
drakula istanbul’dayı seyrettim ve çok beğendim. tamam, çok salak yanları vardı mesela şöyle bir diyalog:
-Şadan Hanıma kan verilecek.
-Ben nişanlısıyım. Kanımın son damlasına kadar vermeye hazırım.
-Bir miktarı kafi evladım.
ama gene de iyi filmdi; zamanın şartlarına göre iyi çekmişler 😉
onun dışında vampir brad pitt nasıl harika muhteşem bir valıktır… kirsten dunst’ı (veletken onu öpebildi diye) kıskanma sebebimdir… bella konusuna ise hiç girmiyorum; tumbler resmi onu yeterince anlatmış zaten 😀 😀
kısacası ellerine sağlık, çok eğlenceli ve bilgilendirici bir post olmuş. komawooo! ^^
Hikarucum rica ederim,hiç önemli değil.Okuman yeter de artar yorum tabi mutlu ediyor insanı ama sizden möhüm deel efendim 😀
Bak ben de bu Elizabeth Bathory hikayesini hiç bilmiyordum.Hemen bir araştırmacı gazetecilik işlerine gireyim çok ilgimi çeker böyle şeyler benim.Bu kazıklının işkence yöntemlerine bundan başka bir şey diyemedim ben.Bir de insanları öyle bir kazığa geçirtiyormuş ki hemen ölmüyormuşsun da ya kan kaybından artık ya da açlıktan falan ölüyormuşsun.Çok çılgın adammış rahmetli.
Ahaha yahu o filmde ne replikler var adamı öldürüyor.Sarımsakları dışarı atan bir amca vardı.Eşi bir sarımsaklar olmadan nasıl imambayıldı yapacaz şimdi diyordu.Hele boyunlarına astıkları sarımsaklar ahahah.Ama evet film iyi yine de.
Brad Pitt’e yangın olduğumuz filmdi yahu.Ben Tom Cruise kıl kuyruğunu bile burda sevmiştim.
Teşekkür ettim yorumuna.Ben komawoo asıl 😀 😀
Cok super di gercekten nefessiz okudum filmer ve diziler hakkindaki yorumlarina aynen katiliyorum birde satoda bulunan kitap hakkinda bi bilgin varsa onuda ogrenmek isterim
Teşekkür ederim teveccühünüz de bulunan kitabın adıyla ilgili çeşitli rivayet var.Kesin bir şeyler bulursam yardımcı olacağım,söz.
Ben vampirliğin insanlara bir virüs yüzünden bulaştığını okumuştum ve buna inanıp araştırma yapmadım ama senin yazdıklarını okuyunca daha mantıklı geldi 🙂 ve ayrıca vampir günlükleri konusunda haklısın ben her yeni bölümünü sabırsızlıkla beklerdim. Şimdide yeni sezonu bekliyorum , umarın sende izlemeye devam etmişsindir 🙂
Tarih büyük bir saykoluklar barındırıyor valla 😀 Çok araştırmamız lazım.Devam ediyorum Vampir Günlüklerine tabi 😀 Arada sıkıntının diplerine çekse de diğer Vampir hikayeleri gibi değil sanki 😀 Yeni sezonu ben de merakla bekliyorum.
Anam bizim hanım kızımız Vampir yazmış ben yeni okumuşum cıkcıkcık Şiddetle kendimi kınamaya yorumu bitirdikten sonra devam edeceğimden emin olabilirsin
Kazıklı Voyvoda, tarih derslerinde zorla aklımıza nakşedilmiş kıl bir herif olmasını, bu drakula efsanesine temel kaynak olarak silmek istese de başarılı olamamış ama edebiyat ve sinema dünyasına yepyeni bir soluk getirerek arkasından küfürlü konuşmalara engel olabilmiştir.
Drakula filmleri en sevdiklerim arasında yerleri almıştır zamanında. Gerçi bu gözler hala Vampir Brad’i kabul edemez, bence vampir dediğin esmer, yiğit, yağız delikanlı olur arkadaşım diye isyanlara sürüklenir ama ne yaparsınız, yapmışlar bir kere. Asıl vahim olan Alacakaranlık saçmalığı! pöööf
Drakula İstanbul’da filmine gelirsek Sinema dünyasına Drakula ile ilgili en yaratıcı şeyleri ekleyenler bizim Yeşilçam asilzadeleri olmuştur Ellerine sağlık, mekanları cennet olsun hepsinin.
Azıcık övelim bizim emekçilerimizi değil mi? Sinema dünyasında Vampirlerin en etkileyici görsel özelliklerinden biridir Uzun köpek dişleri ve Atıf Kaptan, sinemada uzun köpek dişleri gözüken ilk vampirdir.
Ve sarımsak… Haç kullanamayan Yaratıcı Yeşilçam elin vampirine yam mi olur asla! Getirun sarımsakları diyerek sarımsakla hem bedenini vampirden savunmuş hemde doğum kontrolünü bulmuştur (:
Ne kadar işe yaradığı düşünülebilir ama olsun 😀
Kınağğ bence huleyyn kendini. O kadar akademik (asjkghskdfjgdf) yazı döktüm ortalığa sen yeni mi okuyorsun. Geç olsun güç olmasın deel mi 😀
Ben Kazıklı Voyvoda olsun, yok Estergon fatihi bilmem ne, hain kostok falan ben bir derste duymamışımdır. Yine Yeşilçam’dan duydum yine Yeşilçam’dan yani. Canım Yeşilçam 😀
İlk çekilen vampir filmi de bizimkiymiş yaaa. Holivudd nağber. Siz yokken biz vardık diyerek olayı iyice sidikçiliğe vardırdım. Sen de Tom’u kabul ettin de Brad ‘i mi edemedin ayol. Valla vampir Brad canım gülüm de o Tom neydi o Tom 😀 Alacakaranlık’ı izleyen ama öff ne izliyorum ben yaa da diyen biri olarak fazla yorum yapmıyorum oralara 😀
Öv tabi öv 😀 O imkansızlıkla adamlar akıl etmiş, vampir filmi çekmiş, türk standartlarına uydurmuş falan. Valla 7-24 god save the yeşilçam desek az kalır.
Yorumun için teşekkür. Böyle bir post yazmışım ya lan ben dedim sayende 😀